Bebeklerde ve küçük çocuklarda görülen göz tansiyonu (glokom hastalığı) konusunda Doç. Dr. Şükrü Bayraktar’dan bilgi alıyoruz. Kendisi bebeklerde ve çocuklardaki glokomun tedavisi için çeşitli özgün ameliyat teknikleri geliştirmiş ve yayınlamıştır.
Daha çok belli bir yaşın üzerinde ortaya çıkan göz tansiyonu yüksekliği ya da tıp dilindeki adıyla “glokom hastalığı” bebeklerde de görülüyor mu?
Evet, “Glokom hastalığı” yaşamın ilk yılı içinde “her 2000 ila 5000 bebekte bir” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu oranın oldukça düşük olduğu ve hastalığın nadir olduğu düşünülebilir, ancak hastalık zamanında tanı konulup uygun tedavisi yapılmadığında kalıcı görme kaybı ile sonuçlanabilmektedir. Hastalık hemen doğum sonrası ortaya çıkabildiği gibi süt çocuğu devresinde ya da daha sonra da görülebilmektedir. Erkek çocuklarında daha sıktır. Hastaların dörtte üçünde her iki gözde de hastalık mevcuttur. Ülkemizde Güneydoğu ve Karadeniz bölgelerinde daha sık görülmektedir.
Göz tansiyonu niçin yükseliyor?
Bebek ya da küçük çocuklarda göz tansiyonunun yükselmesinin nedeni göz içindeki sıvının göz dışına çıkışını sağlayan sistemin sağlıklı olarak gelişmemiş olmasıdır. Bu sistemin gelişim süreci normalde doğum öncesinde tamamlanır ve yeni doğan bebeklerde tam olarak işlev görmeye başladığı için göz tansiyonu normal seviyede bulunur. Ancak glokomlu bebeklerde bu sistem ya hiç gelişmemiştir ya da yetersiz işlev görmektedir. Doğumsal bozukluk ne kadar fazla ise glokom o kadar erken ortaya çıkmakta ve belirtiler o ölçüde şiddetli olmaktadır.
Görülme sıklığını ya da riskini arttıran bazı durumlar var mı?
Doğuştan glokomlu bebeklerin sadece onda birinde (%10) anne ile babanın akraba olduğu saptanmaktadır. % 90 olguda böyle bir durum yoktur ve başka bir aile bireyinde glokom bulunmaz. Bu nedenle ailede glokom olmasa da tüm bebeklerde hastalığın görülebileceğini göz önünde tutmak ve erken tanı koymak için hastalık belirtileri konusunda aileleri bilinçlendirmek durumundayız.
Hastalığın belirtileri hakkında ayrıntılı bilgi verir misiniz?
Doğumsal bozukluğun ileri olduğu glokomlu bebeklerde yakınmalar çok belirgindir; bebekte ışıktan yoğun bir rahatsızlık vardır, ayrıca belirgin sulanma, göz çapında büyüme ve bulanıklık gözlenir. Sadece bir gözün tutulduğu glokomlarda tanı daha erken konmaktadır. Zamanında tanı konmamış ve ilerlemiş glokomda göz küresinde ileri derecede genişleme sonucu “öküz gözü” denilen durum ortaya çıkar. Bu evrelerde genellikle görme yeteneğinde de kalıcı kayıp ortaya çıkmaktadır. Hastalık erken tanı konup uygun biçimde tedavi edilirse görme kaybı önlenmektedir. Bu nedenle anne baba bebeklerinin gözündeki ışıktan rahatsızlık ve sulanma gibi yakınmaları ciddiye almaları ve zamanında göz hekimine başvurmaları çok önemlidir.
Teşhis için nasıl bir muayene yapıyorsunuz?
Altı aylık ya da daha küçük bebeklerde narkoz vermeden genellikle göz tansiyonunu ölçebilmekteyiz. Bebeğin beslenmesi bittikten hemen sonra hafif uykuya meyilli iken bu muayene daha kolay olmaktadır. Eğer bebek altı aydan daha büyük ise narkoz vermeden göz tansiyonu ölçümü çok sağlıklı olmamaktadır, bazen rahatlatıcı bazı şuruplar yardımıyla ölçebiliyoruz; ama genellikle genel anestezi vererek ölçmeyi tercih etmekteyiz. Genel anestezi bize daha detaylı muayene olanağı sağlamaktadır, bu sayede hastalığın nedeni olan göz sıvısının dışa çıkış sistemini özel merceklerle incelemekte, göz çapını ölçerek herhangi bir genişleme ya da “kornea” dediğimiz saydam tabakada herhangi bir bulanıklık olup olmadığını ve görme sinirinde herhangi bir hasar gelişip gelişmediğini de saptamaktayız.
Bebek ve çocuklarda görülen göz tansiyonunun tedavisinin özel ilgi ve uğraşı alanınız olduğunu biliyoruz, bize hastaları nasıl tedavi ettiğinizi anlatır mısınız?
Çocuklardaki glokom hastalığında ameliyat esas tedavi yöntemidir; yetişkin hastalardaki ilk tercih seçeneği olan göz damlalarını bebek ve çocuklarda sadece tedaviye yardımcı olarak ya da ameliyata hazırlık amacıyla kullanmaktayım. Ameliyat yaparken de yetişkinlerdeki ameliyat yöntemi yerine farklı bir teknik tercih ediyorum. Bebeklerde ana amacımız iyi gelişmemiş olan sıvı boşaltım sistemine normal işleyişini kazandırmak olup bunu iki farklı ameliyat tekniği ile sağlıyoruz; eğer müdahale gözün içinden yapılacak olursa “gonyotomi”, dışarıdan uygulanırsa “trabekülotomi” adını alıyor. Burada şunu özellikle belirtmek istiyorum; cerrahi müdahale teknik olarak erişkinlerde yaptığımız ameliyata kıyasla daha karmaşık aletler, görüntüleme sistemleri, cerrahi beceri ve özellikle de deneyim gerektirmektedir. Hastalığın doğumdan hemen sonra ortaya çıktığı ve “kornea” tabakasının tamamen bulanık olduğu gözler için geliştirip yaklaşık 10 yıldır kullandığım “endoskopik görüntüleme yardımıyla uygulanan gonyotomi” tekniği sadece Türkiye’de değil, dünyada da öncülük özelliğini taşımaktadır.
Başarı oranınız nedir? Sonuç olarak ne söylemek istersiniz?
On yıl önceki tıp kitaplarına bakarsanız çocuk glokomlarındaki ameliyatların başarı oranının yetişkinlere göre oldukça düşük olduğu yazmaktadır. Bazen meslektaşlarımız da hasta yakınlarını bu şekilde bilgilendirmekte ve ne yapılırsa yapılsın sonucun körlük olabileceğini söylemektedirler. Ancak, ameliyat tekniğinde ve görüntüleme sitemindeki sağlamış olduğumuz gelişme ve yenilikler sayesinde artık göz tansiyonunun kontrolü % 90’ın üzerinde hastada başarılı bir şekilde sağlanmakta ve hastanın görme fonksiyonları korunabilmektedir. Eğer yeterince erken devrede müdahale edilirse bu bebekler/çocuklar normal bir hayat sürme şansı bulabilmektedirler. Bu şekilde ameliyat ettiğim ve şu anda ortaokul ya da lise eğitimi gören çok sayıda çocuğum vardır. “Çocuğum” diyorum çünkü bir anlamda öyle oldu, ayrıca hiçbir problem olmasa da yılda iki kez düzenli kontrollerine geliyorlar.
Benim son olarak söylemek istediğim şudur; ebeveynlerimiz kesinlikle korkmasınlar, yukarıda belirttiğimiz belirtileri olan bebek ya da çocuklarını çok geç kalmadan muayeneye getirsinler ve görme yeteneği kalıcı zarar görmeden tedavilerini yaptırsınlar.
|